Ürdün


İsrail'e komşu olan bu çöl krallığının başına iki tip kökten dincilik bela oldu: uluorta siyasi kampanyalar ve " underground " terörizm.

1989'da Kral Hüseyin demokratik seçime izin verdi. Ürdün'ün eğitimli kesimini şaşırtan bir şekilde sofu Müslüman Kardeşlik ve diğer kökten dinciler parlamentoda yirmi iki sandalye kaparak aynı amaç altında birleştiler.

Alkolü yasaklamaya, Ürdün televizyonunda öpüşmeyi engellemeye ve karşı cinsleri ayırmaya çalıştılar. Cinsiyet düşmanlıkları yüzünden, dar giysiler giydikleri  için erkeklerin okuldaki kız atletleri izlemelerini yasaklamaya çalıştılar. ( Laikler bunun babaların kızlarını izlemelerine engel olacağını ileri sürerek protesto ettiler. Kökten  dincilerin çabaları başarısızlığa uğradı.) Yine mecliste yer alan yirmi iki " İslamcı " 1993 İsrail barış anlaşmasına karşı çıkarak Musevi ulusun yok edilmesini talep ettiler.

Bu arada gizli gerillalar Allah adına şiddet eylemlerine devam ettiler. Hazreti Muhammed Ordusu adında bir grup 1991'de bomba atarak ateş açtı. Hedefleri arasına alkol satan iki süper market vardı. Sekiz isyancı saldırılar yüzünden ölüme mahkum edildi ama Hüseyin cezalarını ömür boyu hapse çevirdi.

1994 ocak ayında diğer teröristler Ürdün diplomatı Naib Maytah'a Lübnan'da suikast yaptı ve erotik filmlerin gösterildiği bir sinemaya bomba atarak yedi patronun yaralanmasına neden oldu.

Ürdün liderleri Ortadoğu 'da kökten dinci saldırganlığı açıkça kınadılar.

Prens Hassan bin Talal 1990 yılının mayıs ayında New York Times'a " Asıl düşman din fanatizmidir " diye demeç verdi.

Gerçek tehlike uluslar arası kökten dinci hareketin genişlemesinde yatıyor. Aşırı dinci Museviler de bu hareketin  bir unsurudur. Diğer unsuru ise Güneydoğu Asya'dan Afganistan, Lübnan ve Kuzey Afrika'ya kadar Müslüman toplumların siyasetinde etkili olan İslami gruplardır. Aşırı dinci İslamcılar West Bank ve Gazze  şeridi'nde  aktif olarak ayaklanma çıkarmaktadır.

Barış galip gelmediği sürece, farklı bir savaş olacaktır- yer ve ulus tanımayan bir savaş. Bu tip bir savaştan geriye kalan tek galip siyasi kökten dincilik olacaktır -İslami, Hıristiyan ve Musevi kökten dinciliği. Kontrol edilmeyen bir fanatik savaş Kahire'den İslamabad'a hatta daha öteye sıçrayabilir. O zaman bölgemizin Lübnanlaşan yapısına ve etnik kültürüne şahit olabiliriz.

Prens Talal " domino teorisinin " kökten dinciliğe uygulanabilecek bir Soğuk Savaş olabileceğini belirtti: " Ülkeler sırayla silahlanmış partizanların eline düşebilir. Ürdün'ün hedefi dini fanatizmin yükselişini durdurmaktır."

1993 seçimlerinde Kral Hüseyin Ürdünlüleri siyasi partizanları seçmemeye çağırdı. Bu işe yaradı. Kökten dinciler parlamentoda  altı sandalye kaybettiler ve seçmenler Müslüman erkek üstünlüğüne saldıran bir feministi seçtiler.