Petrol ve Kuran


Petrol kelimesinin kökeni, latince  taş manasına gelen, petra ve yağ manasına gelen oleum kelimelerinden gelmektedir. Latince’de  "oleum petrinum" olarak geçer.
Bazı İslamiler, petrolün ilk olarak Kuran’da yazıldığını söylerlerse de, bu tamamen gerçek dışıdır.
Hernekadar kesin ve net bir bilgi içermiyorsa da, Kuran’da petrolün varlığından bahseden bir ayet olduğu kabul edilebilir,

87 / Ala
4. ( Topraktan ) yeşil otu çıkaran,
5. Sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et.

ancak  bu bilginin bize ilk olarak Kuran’dan geldiği doğru değildir.
Petrol, antik çağda ünlü tarihçi Herodot'tan ( M.Ö. 484-430 ) beri bilinmektedir. Yani Kuran’ın yazılışından 1100 sene öncesine kadar dayanır insanların petrol hakkındaki bilgileri. Petrol, kandillerde yanıcı bir yağ olarak kullanıldığı gibi, nerelerde bulunduğundan, kokusundan rengine kadar bütün özellikleri ile tarif  edilmiştir. Birçok konuda olduğu gibi, hiçbir tarih bilgisi olmayan Müslümanlar’da,  Ala 4 ve 5 ayetlere bakarak, bu bilgiyi de hemen Kuran’a mal edivermişlerdir.

Aşağıdaki dökümanlar, petrol’ün gerçekte Kuran’dan çok daha önceleri bilindiğini açık olarak gösterir.

Herodot Book VI. 119. Paragrafta,  273 ve 275. sayfalarda petrol konusu geçmektedir. 273. sayfada adı geçen Susa, eski İran’da bir şehirdir.

275. sayfanın 4. satırında geçen oil kelimesi, dip notta petroleum  olarak belirtilmiştir.

M.Ö. 23 ve 79 yılları arasında yaşamış olan Caius Plinius’da ayrıca, Naturalis Historia adlı 37 ciltlik kitabının,  Book XXXV 179: da,  önce çamura benzeyen bir zift türünden bahsederek,  daha sonra Petrolü şu şekilde anlatır,

 

"...ayrıca Babil'de  oldugu gibi, bir Yunan adası olan Zakynthos'ta  akıcı bir yer zifti vardır ki buradakinin rengi daha açıktır.
Apollonia'dan çıkan da akıcıdır ve Yunanlılar bunun tüm çeşitlerini "pissaasphaltos" olarak adlandırmaktadırlar. ( Asphaltos eski Yunanca’da zift, Pissa ise katran manasındadır. )
Sicilya'da, Agrigentum yakınlarındaki bir kaynakta da yağlı yer reçinası cinsi bir madde bulunur ki, bu madde suya bir derenin rengini vermektedir.
( Derenin renginin yeşilimsi olduğu göz önünde bulundurulursa, bunun da petrol olduğu anlaşılacaktır. )
Burada yaşayan insanlar, deste haline getirdikleri sazların uçlarındaki çiçeklerin yardımıyla, suyun yüzeyinden, sazlara hemen yapışan bu maddeyi toplayıp kandillerde yağ yerine yakmak için ve büyükbaş hayvanlardaki uyuz hastalığının  tedavisinde kullanmaktadırlar.Bazıları ise yer zifti çeşitlerini, benim 2. kitapta sözünü ettiğim Naphta olarak ta adlandırmaktalar. Ancak çok çabuk tutuşur bir özelliği olmasından dolayı genelde ateşe yakın yerlerde kullanılması zorlaşmaktadır. Gerçek yağ zifti, pırıl pırıl parlaması, ağır olması, siyah ve parlayan bir renge sahip olması gibi özellikleri ile ayırt edilebilir. Bazı özellikleri kükürt’e  benzemekte, dindirme, dağıtma, çekme ve birbirine yapışma gibi etkilere sahiptir. Yakıldığında dumanı yılanları kaçırır. Gözlere kan durmasına ve vücuttaki beyaz lekelere, kaşınmaya karşı Babil’de elde edilen zift iyi gelir.

  330 -395 yılları arasında yaşamış, Yunan asıllı bir latin tarihçisi olan Ammianus Marcellinus'ta Book XXIII, 6. Bölüm, 37. ve 38. Paragraf’larda oil’in ne şekilde hazırlandığını anlatır.

M.Ö. 64 ve M.S. 23 yıllarında yaşamış olan Yunanlı tarihçi, ve coğrafyacı   Strabon da aynı şekilde, 17 ciltlik Geographika adlı yapıtında, Book 16, 1. Bölüm, 15. Paragraf’ta, Babil’de ki asfalt üretimini anlatır.

 

Şimdi soralım, Kuran’dan asırlar önce Petrol hakkında açık bilgi veren bu kitaplar mı daha bilimseldir, yoksa,  kulaktan dolma Ala suresindeki 4 ve 5 ayetler mi daha bilimseldir..?

Hiçbir araştırmaya gerek duymadan her türlü bilginin kaynağını Kuran'a mal etmeye çalışan İslamilerin biraz daha akıllıca düşünmeleri gerekmez mi.?

Islam Pencereleri - Islamiyet Dini Hakkında Bilgiler