Oku Emri


Alak suresi oku diyerek başlar..
96 Alak
1. Yaratan Rabbinin adıyla oku!
2. O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.
3. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir. 

Birçok İslami, bu ayetin manasını, kendini bilime ver ve bilim kitapları oku şeklinde değerlendirir. Oysa burada oku demesinden kasıt, Kuran'ın okunmasıdır.. Eğer gerçekten Kuran’ın okunmasından başka bir kitabın okunmasını istiyor olsaydı,  açık bir şekilde, Kuran'dan başka kitapları da oku ve bilimi geliştir şeklinde bir hüküm bulunurdu. Bunu demediği gibi, ilimin Kuran yoluyla arttırılacağını ima eder.
20 Taha / 114. Gerçek hükümdar olan Allah, yücedir. Sana O'nun vahyi  tamamlanmazdan önce Kur'an'ı (okumakta) acele etme ve "Rabbim, benim ilmimi artır" de.

Oku hükmü bulunan diğer ayetlere baktığımız zaman da, oku dediğinin Kuran olduğu açıkça görülür.
Müzzemmil suresinin 4. ayetinde  Kuran'ı tane tane oku yazılıdır..
73 Müzzemmil
1. Ey örtünüp bürünen (Resûlüm)!
2. Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl.
3. (Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt.
4. Ya da bunu çoğalt ve Kur'an'ı tane tane oku.

Neml suresinde, Alak suresindeki Oku emrinin ne olduğu daha açık bir şekilde belirtilmiştir.
27 Neml / 92. "Ve Kur'an'ı okumam (emredildi). Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.

Fatır suresinde, Kuran’ı okuyanların kazançlı çıkacakları söylenir.
35 Fatır / 29. Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.

Aynı şekilde Zümer / 23 'de, Kuran tekrar tekrar okunan kitap olarak gösterilir.
39 Zümer / 23. Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab'ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allah'ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz.

Oku Hükmü ile ilgili diğer ayetler aşağıdaki gibidir.

39 Zümer / 23. Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab'ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allah'ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz.
87 Ala / 6. Sana (Kur an'ı) okutacağız; sen hiç unutmayacaksın.
98 Beyyine / 2. (İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir.
10 Yunus / 71. Onlara Nuh'un haberini oku: Hani o kavmine demişti ki: "Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah'a dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin."
13 Rad / 30. (Ey Muhammed!) Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın. Onlar Rahman'ı inkâr ediyorlar. De ki: O benim Rabbimdir. O'ndan başka tanrı yoktur. Sadece O'na tevekkül ettim ve dönüş sadece O'nadır.
16 Nahl / 98. Kur'an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın!
17 İsra / 45. Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz.
17 İsra  / 106. Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.
28 Kasas / 85. (Resûlüm!) Kur'an'ı (okumayı, tebliğ etmeyi ve ona uymayı) sana farz kılan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere döndürecektir. De ki: Rabbim, kimin hidayeti getirdiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir.
29 Ankebut / 45. (Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.
17 İsra / 13. Her insanın amelini (veya kaderini) boynuna bağladık. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.
14. Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.
3 Ali İmran / 113. Hepsi bir değildir; ehl-i kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar.

Kuran’ın hepsini okumaktan yorulanlar için de ayetler vardır. Kolayı da olsa, okunacak kitap gene Kuran’dır.
73 Müzzemmil / 20. (Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın,

Kuran’ın hiç bir yerinde, kendinizi bilime verin, bilim Çin’de de olsa gidip alın gibi bir ifade yoktur. Ayetlerden görüldüğü gibi defalarca da olsa okunması gereken kitap Kuran’dır.

Aşağıdaki hadisler Kuran'ın defalarca okunması ile ilgilidir.

425 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyoor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu: "Kur'ân'da mâhir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerîm ve mutî meleklerle berâber olacaktır. Kur'ân'ı kekeleyerek zorlukla okuyana iki sevap vardır." 
Buhârî, Tevhid 52;
Müslim, Müsafirin 244;
Ebu Dâvud, Vitr 14, (1454);
Tirmizî, Sevâbu'l-Kurân 13 (2906);
İbnu Mâce, Edeb 52, (2779).

7086 - Ebu Saidi'l-Hudrî radıyallahu anh annlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm buyurdular ki: "Kur'an ehli (yani onu okuyan, onunla amel eden) cennete girdiği vakit, kendisine: "Oku ve yüksel!" denilir. O da okur ve yükselir. Her ayet için bir derece verilir. Böylece o bildiği ayetleri sonuna kadar okur (ve her biri için bir derece alır)."

413 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatııyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Sizden kim evine döndüğü zaman üç adet gebe, iri, semiz deve bulmayı istemez?" diye sordu. "Hepimiz isteriz" diye cevap verdik. "Öyle ise, buyurdu, kim namazda üç âyet okusa bu ona, üç iri ve semiz deveden daha hayırlıdır" 
Müslim, Salâtu'l-Müsâfirin, 250 (802).

414 - Ukbetu'bnu Âmir (radıyallahu anh) annlatıyor: "Biz Suffa'da iken Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (dışarı) çıkarak: "Hanginiz hergün hiç günah işlemeden ve akrabalık bağlarını da bozmadan Buthân'a veya Akik'e gidip oradan (zahmete ve masrafa girmeden) iki adet iri hörgüçlü dişi deve tutup getirmeyi ister?" diye sordu. Biz: "Ey Allah'ın Resûlü bunu hepimiz isteriz" dedik. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "-O halde birinizin mescide gidip orada Allah'ın kitabından iki âyeti öğrenmesi veya okuması, kendisi için iki deveden daha hayırlıdır. Üç âyet onun için üç deveden, dört âyet onun için dört deveden ve okunacak âyetler kendi sayılarınca deveden daha hayırlıdır" buyurdular."  
Müslim, Salatû'l-Müsâfirin 251;
Ebu Dâvud, Salat 349, 1456 H.

415 - İbnu Mes'ûd (radıyallahu anh) anlatııyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'i dinledim, şöyle diyordu: "Kur'ân-ı Kerîm'den tek harf okuyana bile bir sevab vardır. Her hasene on misliyle (kayde geçer). Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir." 
Tirmizi, Sevâbu'l-Kur'ân 16, 2912. H.

420 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlaatıyor: "Bir adam: "Ey Allah'ın Resûlü, Allah'a hangi amel daha sevimlidir?" diye sordu. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Yolculuğu bitirince tekrar yola başlıyan" cevabını verdi. "Yolculuğu bitirip tekrar başlamak nedir?" diye ikinci sefer sorunca: "Kur'ân'ı başından sonuna okur, bitirdikçe yeniden başlar" cevabını verdi."  
Tirmizî, Kırâat 4, 2949. H.

423 - Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor:: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Kur'ân'ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabûl ederse Allah, o kimseyi cennete koyar. Ayrıca hepsine cehennem şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılınır."  
Tirmizi, Sevâbu'l-Kur'ân 13, 2907 H.

424 - Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyalllahu anhümâ) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kur'ân'ı okuyup ona sâhip çıkan kimseye (âhirette): "Oku ve (cennetin derecelerine) yüksel, dünyada nasıl ağır ağır okuyor idiysen öyle oku. Zirâ senin makamın, okuduğun en son âyetin seviyesindedir" denir." 
Ebu Dâvud, Vitr, 20, 1464;
Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 18, 2915, H;
İbnu Mâce, Edeb 52, 3780 H.

425 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyoor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu: "Kur'ân'da mâhir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerîm ve mutî meleklerle berâber olacaktır. Kur'ân'ı kekeleyerek zorlukla okuyana iki sevap vardır." 
Buhârî, Tevhid 52;
Müslim, Müsafirin 244;
Ebu Dâvud, Vitr 14, (1454);
Tirmizî, Sevâbu'l-Kurân 13 (2906);
İbnu Mâce, Edeb 52, (2779).

428 - Ebu Musa (radıyallahu anh) anlatıyorr: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kur'ân okuyan mü'minin misâli portakal gibidir. Kokusu güzel tadı hoştur. Kur'ân okumayan mü'minin misâli hurma gibidir. Tadı hoştur fakat kokusu yoktur. Kur'ân-ı okuyan fâcir misâli reyhan otu gibidir. Kokusu güzeldir, tadı acıdır. Kur'ân okumayan fâcirin misali Ebu Cehil karpuzu gibidir, tadı acıdır, kokusu da yoktur." 
Buhârî, Et'ime 30, Fedailu'l-Kur'ân 17, 36, Tevhid 57;
Müslim, Müsafirin 243;
Ebu Dâvud, Edeb 19, 4329;
Tirmizî, Edeb 79;
Nesâî, İman 32;
İbnu Mâce, Mukaddime 16, 214 H.

429 - Hz. Osman (radıyallahu anh) anlatıyoor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizin en hayırlınız Kur'ân'ı Kerim'i öğrenen ve öğretendir." 
Buhârî, Fedailu'l-Kur'ân 21;
Tirmizî, Fedailu'l-Kur'ân 15, 2909;
Ebu Dâvud, Salat 349, 1452 H.;
İbnu Mâce, Mukaddime 16, 211.H.

430 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlaatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hâfızasında Kur'ân'dan hiç bir ezber bulunmayan kişi harab olmuş bir ev gibidir." 
Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 18, 2914. H.
Tirmizi bu hadisin sâhih olduğunu söylemiştir.

431 - Sa'd İbnu Ubâde (radıyallahu anh) annlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Buyurdular ki: "Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan bir kimse sonradan (terkeder ve okumayı) unutursa kıyâmet günü cüzzamlı olarak Allah'a kavuşur." 
Ebu Dâvud, Vitr 21, 1474. H.