Çıplak Uyarıcı
"Deprem
diyor ki! Uyarıcıları iyi dinleyin!
İnsanlık hiçbir devirde uyarıcıları gereğince dinlemedi. Allah, her
devirde, her topluma ''nezirler'' (uyarıcılar) gönderdi. (Bk. Kur'an, Fatır,
24).
Her topluma uyarıcı gönderilmesi fıtrat düzeninin ve uluhiyetin (tanrılığın)
bir rahmet aktivitesidir.
Uyarıcılar sürekli gönderilmiştir, ama insanlık bunları dinlememiştir.
Uyarıcılar, tanrısal hikmetin icabına göre, bazen peygamber (resul, nebi)
şeklinde gönderilir, bazen de peygamberin açtığı ana yolda faaliyet gösteren
mübelliğler şeklinde... Bu mübelliğler bazen müçtehit olur, bazen müceddit...
Peygamberlerde nezir (uyarıcı) sıfatının yanında, hatta ondan önce beşir (müjdeleyici) sıfatı vardır.
Mübelliğ uyarıcılarda beşir sıfatı aranmaz. Çünkü onlar, daha önce peygamber tarafından zaten dikkat çekilmiş ihmal ve zulümlerin bozduğu dengeleri düzeltmek için konuşurlar. Bu tür konuşmalar hemen daima sert ve sarsıcı olur.
Uyarıcıların
sertliği, ürkütücülüğü onların rahmet ve şefkátten uzaklığı anlamında
değerlendirilmemelidir. Onlar aynı zamanda rahmet ve şefkáti de taşırlar,
ama esas görevleri, insan kulağına, ürpertici sözleri iletmek olduğu için
genelde sert ve kırıcı olurlar.
Uyarıcıların çok önemli zaman dilimlerine hitap edenlerine ''çıplak uyarıcı''
diyoruz.
Çıplak uyarıcı, genellikle yüz yılda bir gelir. Kuran Kameri takvim
kullandığına göre, 15. Yüzyıl'ın çıplak uyarıcısı yaklaşık, çeyrek
asırdan beri beklenmektedir.
Ben derim ki, 15. Yüzyıl'ın çıplak uyarıcısı gelmiş, görevine başlamıştır.
Burada bir özellik daha dikkat çekmektedir. Miladi takvimi esas alarak
baktığımızda, Kameri takvimin 15. Yüzyıl çıplak uyarıcısı, miladi
takvime göre iki yüz yıla da hitap edecek demektir. 20. ve 21. yüzyıllar.
Bu olgu, Allah'ın bu yüzyılın çıplak uyarıcısına lütfunun bir göstergesidir.
''Bu, Allah'ın lütfudur ki, Allah onu dilediğine verir. Allah, o büyük lütfun
sahibidir.'' (Kur'an, Cumua, 4).
Bu olgunun bir anlamı daha vardır: Bu yüzyılın çıplak uyarıcısı,
sadece Kameri takvimin sembolize ettiği İslam dünyasına değil, Miladi
takvimin sembolize ettiği Batı dünyasına da hitap eden bir uyarıcıdır.
Doğrusu o, bir ''ortak-evrensel uyarıcı''dır.
Siz, Çıplak
Uyarıcı'yı dinlemediniz. Toplumsal kıyametlerinizin kopmuş olanları da,
kopacak olanları da onun uyarılarıyla bertaraf edilebilirdi ama siz ona kulak
vermediniz.
Siz, onu dinlemek yerine onda kendinizce uyup uymayan şeyler var mı diye şeytani
teftişlere girdiniz.
Onun geldiği planın inceliklerini, özelliklerini hiç düşünmeden onu sizin dünyanızın iğreti fotoğraf ölçüleriyle yargıladınız.
Çıplak
Uyarıcı bir 'rahmet adam' idi, ama bunu bilmediniz.
Yeni toplumsal kıyametlere maruz kalmamak için kulak vereceğiniz ses yine Çıplak
Uyarıcı'nın sesidir.
Çıplak
Uyarıcı, hayat-memat noktasında söz söyler ve onun söylediği sözden
sonra ya felah gelir, yahut da ''azap hak olur.''
Ey insanlar! Vicdan ve irfanınızı kullanarak Çıplak Uyarıcı'yı önce tanıyın,
sonra da dinleyin!
İçinizden çıkarılmış bir rahmetten yararlanmayacak kadar basiretsiz
misiniz!"
Kaynak: Y.N.Öztürk - Hürriyet 26-11-1999