Mazlum Müslüman / İlhan Selçuk
''Urla İmam Hatip Lisesi öğrenci bulamadığı için kapatıldı.'' (Hürriyet,
17 Ekim)
Bergama İmam Hatip Lisesi'ne kimse yazılmadığı için, ilk sınıf kapatılmış.
Karşıyaka İmam Hatip Lisesi 100 öğrenci alabilecekken okula 14 kişi başvurmuş.
Oysa imam hatip okulları, 28 Şubat öncesinde, dolup taşıyordu.
Neden?..
Kimse imam olmak için okula başvurmuyordu; imam okulları meslek okulu
olmaktan çıkmışlar, temel öğretim kurumlarına dönüşmüşlerdi.
Mühendis, doktor, savcı, yargıç, bilgisayar mühendisi, emniyet müdürü,
vali, kaymakam, vb. olmak için imam okuluna gitmeye gerek var mı?.. Hem bu
okullar dinci partilerin arka bahçeleri gibiydi; devlet eliyle -yurttaş değil-
ümmetçi yetiştirmek, Aydınlanma'ya ''karşıdevrimci'' üretmek, irtica
yolunda devşirmecilik yapmak Milli Eğitim Bakanlığı'nın işlevi olmuştu.
İslamda kadından imam olmaz, değil mi?.. ''Cumhuriyet Devleti Milli Eğitim
Bakanlığı'' nın imam okullarında kız çocukları okutuluyorlardı;
beyinleri yıkanan genç kızlar üniversitelerde ''tesettür eylemlerinin mücahideleri''
ne dönüşeceklerdi.
28 Şubat, laik Cumhuriyet'in anayasal hukukuna dönüşü sağladı..
Devlet eliyle irtica yatırımı durdu.
**
Dinci partinin lideri Necmettin Erbakan, başbakan olunca ne yapmıştı?..
Dünya coğrafyasında ne kadar şeriatçı devlet varsa bir bir kapısını çalmış,
köktendinci liderlerle halvet olmuş, ama, umduğunu bulamamıştı. Necmettin
Hoca AB'yi de ''Hıristiyan Kulübü'' diye aşağılar, kısmetini ''Şark'' ta
arardı.
Dincilikti yolu..
''Ya kanlı olacaktı bu iş..''
''Ya kansız...''
28 Şubat dönüm noktası oldu.
Dinci liderin partisi kapatıldı, kendisine siyaset yasaklandı.
Dinci Erbakan'ın emanetçisi Recai Kutan şimdi ne yapıyor?..
Ne Kaddafi 'ye gidiyor..
Ne de Hatemi 'ye..
Kısmetini İran'da, Sudan'da, Suudi Arabistan'da değil, Avrupa'da arıyor; Hıristiyan
liderlerin kapısını çalıyor.
Refah Partisi'nin gözü ''Doğu'' da idi.
Fazilet'in gözü ''Batı'' da mı?..
28 Şubat'ın ''fazilet-i terbiyetkârisi'' şeriatçılığı, dinciliği, mürteciliği
eğitiyor mu?..
Göreceğiz.
**
Tüm dünyada inancına içtenlikle bağlı mazlum Müslüman acı çekiyor.
Batı'nın dayattığı ekonomik sistem, yoksulların kalkınmalarına
elvermiyor; dünya kuzey ve güney diye ikiye ayrıldı; Müslümanlar açlık
ve besinsizlikten yakınan dünya coğrafyasında yer alıyorlar; çoğu İslam
ülkesi kendi içinde ve dışında baskı, zulüm, çatışma sürecini yaşıyor.
Köktendinciler, yalnız Türkiye'de değil, İslam coğrafyasının her yanında
saf müminlerin başına beladırlar.
Mazlum Müslüman içten ve dıştan iki ateş arasında yanıp kül oluyor.
Dincilerin saldırısından korundukça, mazlum Müslüman rahat edecek;
ibadetini siyasetten arındırarak yapmak olanaklarına kavuşacak; köleliğe
karşı savaşımını güçlendirecek...