Hizbullah
Hizbullah'ın vahşetini her gün televizyonlardan görüp duyuyoruz. Gazetelerden okuyoruz. Insanın aklına ister istemez bunlar bu katliamları neye dayanarak yapıyorlar sorusu geliyor. Bu güne kadar 54 ceset çıktı ölüm evlerinden. Gazetelerin yazdığına göre kaybolanların sayısı bine yaklaşıyor...Daha da çıkacağı anlaşılıyor..
Şeriatçı militanları yalnızca Hizbullahla sınırlayanlar büyük yanılgı içindedirler. Bugün yurdumuzda "hak nizamını" kabul ettirmek ve hatta "dünyaya bizam vermek" amacıyla partiler, ocaklar, dernekler kurulmuştur. Bunlar, kanımız aksa da zafer islamın diyerek Malatya'da, Çorum'da, Kahramanmaraş'ta, Sivas'ta şeriat adına yüzlerce insanımıza kıymışlardır ve kıyım sırasında : "Şeriat gelecek, laiklik bitecek" sloganı yanında " Muhammed'in ordusu, laiklerin korkusu" biçiminde amaçlarını açıklayan sloganlar atmışlardır. Bunların temsilcileri TBMM'de çoğunluğu sağlamaktadır. Ve asıl önemlisi irticaya karşı alınması gereken önlemler MGK kararına karşın bugüne değin alınmamıştır...En liberali : "Şeriate karşın yürünmez, şeriate ancak saygı duyulur." demiştir. Asıl önemlisi Hizbullahçılar şimdi Çeçenistan'dadır. Çeçenistan'dan sonra sıra bizdedir...
Bu girişten sonra şimdi gelelim Hizbullahçıların gerekçelerine...Gerekçelerin başında kendilerini Allah'ın memuru sayıyorlar. Hizbullah'ın menzil kanadının liderlerinden Mansur Güzelsoy'un 4 Kasım 1996 tarihli vasiyetnamesinden bir bölüm aktaralım: "...SİZ İSLAMIN DAVASINA SAHİP ÇIKTIĞINIZ ZAMAN, CİDDİ VE SAMİMİ OLARAK SAHİP ÇIKINIZ. KENDİNİZİ ALLAH'IN MEMURU OLARAK TELAKKİ EDİNİZ." Öyle anlaşılıyor ki bunlar kendilerini şu ayet ve hadise göre Allah'ın memuru olarak cihad'la yükümlü sayıyorlar. Ayet: "...eğer sizden uzak durmazlar, barış teklif etmezler ve sizden el çekmezlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün. İşte onların aleyhlerine size apaçık ferman verdik." (K.Nisa, 4/91) Hadis: "İnsanlar 'Lailahe illallah' deyinceye kadar onlarla cihada MEMUR OLDUM, ŞİMDİ HER KİM ' ALLAH'TAN BAŞKA İLAH YOKTUR' DERSE CANINI VE MALINI BENDEN KORUMUŞ OLUR." (Bkz. Sahih-i Müslüm.İst.1401.C.1.s 51-52, Had. no. 32 ve İmam Suyuti, mütevatir hadisler, Ank. 1992,s.30-31,Had.No.4) Yine: (Bkz.K.Tevbe, 9/29. Bu ayetin tamamı, bundan sonraki 2. paragraftadır...)
Bu Hizbullah lideri vasiyetnamesinde şöyle diyor. (Bkz. 22.1.2000 Cumhuriyet):"....YA İSLAMIN TAMAMINI ALINIZ YA DA TAMAMINI BIRAKINIZ." Bu buyruğun kaynağı da şu ayet olsa gerektir: "YOKSA SİZ, KİTABIN BİR KISMINA İNANIP, BİR KISMINI İNKAR MI EDİYOR SUNUZ?" (K.Bakara,2/85). Kitabın tamamını uygulayamazsanız dinden çıkmış sayılırsınız. Öyle Cumhurbaşkanı Demirel gibi : "Cumhuriyet'le benimsenen hukuk, Kuran'ın getirdiği 230-232 ayetin yerine başka kurallar koyuyor." diyemezsiniz. İslam'a göre bu küfürdür. Bunu söyleyen devlet başkanının yönettiği ülke, Darül Harp sayılır: yani savaşılması gereken ülke, düşman ülke olur...
İşte Hizbullah ayaklanmasının bir kaynağı da budur. Çünkü bu konuda emir vardır: "Allah'ın hükmü ile hükmetmeyenler kafirdir." (K.Maide, 5/45) Yine: "Kitap verilenlerden, Allah'a, ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve peygamberin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savaşsın." (K.Tevbe, 9/29)
Bunlara göre Atatürkçüler, laik düşüncede olanlar kafirdir. Okuyalım: "KAFİR: KURAN VE SÜNNETLE BELİRLENMİŞ İMAN ESASLARININ, İLAHİ EMİRLER VE YASAKLARININ BÜTÜNÜNE VEYA HERHANGİ BİRİNE İNANMAYAN KİŞİ, LAİK İNSAN..." (İslam'a göre Cinsel Hayat, Ali Rıza Demircan, İstanbul Piyale Camisi imamı. SÖZLÜK BÖLÜMÜ RÜTÜK Yön. Kurulu üyesi Mehmet Doğan da sözlüğünde aynı kanıdadır...) Her ikisi de laik devletten; yani kendi ifadeleri ile Kafir Devletten maaş alır.
Bu duruma göre laik insan, Atatürkçü, ilerici, solcu, tümden kafir sayılmaktadır. Şimdi de kafirler hakkında verilen emirlere bakalım: Önce 22.1.2000 tarihli Cumhuriyet'ten şu haberi okuyalım: "HİZBULLAH MİLİTANLARI SON YILLARDA SATIRLI SALDIRILARINI YOĞUNLAŞTIRDI. MİLİTANLAR HEDEFE YAKLAŞTIKLARINDA SATIRI ÇEKEREK BOYUN VE KAFA KISMINA VURUYOR." Acaba neden başka yerlerine vurmuyorlar da boyunlarına vuruyorlar...Sakın bunu da kitabına uydurmuş olmasınlar? Hele bir bakalım..."Kafirlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun" (K.Muhammed,47/4) Yine (K.Enfal, 8/12)
Bir de şu ayete bakalım, biz aydınlarla laiklerin karşı karşıya olduğu tehlikeyi görelim: "Kafirleri öldürmek müminlerin kalplerine serinlik verir." (K. Tevbe, 9/14). Ya şu ayete ne dersiniz, "İslamda öldürme yoktur" diyenler: "Kafirleri öldürmek, müminlerin yüreklerindeki öfkeyi giderir." (K.Tevbe, 9/15). Son üç ayet için Dr. Abdülvehhap Öztürk'ün Kur'an-ı Kerim fihristi K harfi (yani kafirler bölümü) ne bakınız.
Görülüyor ki Hizbullahçılar kendileri gibi inanmayanların boyunlarına vururken ve onları iple boğarken, zincire vururken, diri diri gömerken, öldürüp öldürüp ölüm evlerinbe gömerken "kalplerine serinlik geliyor" ve de "Yüreklerindeki öfkeyi gideriyorlar"...Şimdi kimi aklı evveller : "Onlar kafirler hakkında inen ayetler!" diyebilirler...İnsaf yahu! Kafirler insan değil mi?...Nerede anayasa kuralları, nerde uluslararası sözleşmeler?
20.01.2000 tarihli Sabah gazetesindeki şufotograflı haberi okuyorum. Fotografı buraya aldığım takdirde yerimin kalmayacağı düşüncesi ile fotoğrafta yazılanları alıyorum: "1.Boyundan ip geçirilip sıkılarak kurban öldürülür. 2. Boyundan sarkan ip bacakların arasından arkaya geçirilerek eller bağlanır. 3.Aynı ip ayak bileklerine dolanıp bacaklara sarılıyor. 4. İp bütün vücuda dolanıp ceset soğumadan önce iyice sıkıştırılıyor." Böylece: ellerinde , ayaklarında, BOYNUNDA İP OLDUĞU HALDE DOĞRU ÇUKURA...Şimdi ben acaba diyorum bunlar bu işlemi yaparken de mi Kuran'a uyuyorlar? Çünkü bunlar islama aykırı iş yaparlarsa kendilerini günahkar sayarlar da .....Okuyalım: "BOYNUNDA HURMA LİFİNDEN İP OLDUĞU HALDE CEHENNEME GİRECEK." (K.Ebu Leheb,111/3,4,5) deniyor da Kuran'da...
Bir de şu uygulamaya bakalım. DGM SAVCISI NUH METE YÜKSEL ANLATIYOR (Bkz.22.1.2000 , Bütün gazeteler) "CESETLERİ ZİNCİRLEMİŞLER. ELLERİNDEN, AYAKLARINDAN BAĞLAMIŞLAR VE KİLİTLEMİŞLER. ZİNCİRLERİ KAYNAK MAKİNESİ İLE KESTİK." Acaba bunun da mı kaynağı Kuran'da var? diyorum. Araştırıp buluyorum. Çünkü bunlar Kuran'a aykırı bir iş yaparlarsa kendilerini günah işlemiş sayarlar da: "BİZ DE KAFİRLERİN BOYUNLARINA ZİNCİRLERİ TAKARIZ." (K:Fatır. 34/33) Bir de şuna bakalım: "BİZ ONLARIN BOYUNLARINA ÇENELERİNE KADAR ZİNCİRLER TAKTIK." (K.Yasin, 36/8). Bir tane daha var zincir konusunda : "O VAKİT BOYUNLARINDA ZİNCİRLER TAKILI OLDUĞU HALDE SÜRÜKLENECEKLER" diye yazıyor. (K.Mümin, 40/71) Kimbilir boyunlarına zincirler takılı Hizbullah kurbanları bu durumda ne denli sürüklenmişlerdir?...(K.Hakka,69/30-33)
Bu yazıyı yazarken Hürriyet gazetesi (23.1.2000) geldi. 1.sayfada şu haberi okudum: "FİTNE YAPIYOR GİBİ NEDENLERLE ÖLÜM EMRİ İSTENDİĞİ SAPTANDI." Hemen aklıma FİTNE ayeti geldi. "FİTNE KALMAYIP YALNIZ ALLAH'IN DİNİ KALANA KADAR ONLARLA SAVAŞIN." (K.Bakara, 2/193). Yine : (K.Enfal, 8/39) Bu konuda daha ayetler var. Bunların adı islam literatüründe ŞİDDET AYETLERİ diye geçer. (K.2/191, 193, 4/89, 91.5/33. 8/12, 39, 9/5,15,29,111,123. 32/22. 34/33. 40/71. 66/9.) Bulabildiklerim bu kadar olup daha da vardır. Ben sadece öldürmekten söz eden ayetleri aldım. İslamda bu ayetler niçin konmuş, bu "Katl-i vacip" ler nereden çıkmış...Ya islam tarihindeki ve de şeriatle yönetilen ülkelerdeki katliamlara ne diyeceksiniz? Ya Almanya'daki Metin Kaplan, ya "Tatlı mı kanlı mı olacak" diyen Erbakan?...Ya Fethullah Gülen?...Ya Müslüm Gündüz, ya İBDA-C, Ya "Kanımız aksa da zafer islamın!" diyenler? Ya Cüppeli Ahmet'e ne derler?..
Kuran'da şu tür ayetler de vardır...Ne var ki islam tarihinde bu tür ayetlere uyan bir kişi bile çıkmamıştır: "Ey Muhammed! Rab'bin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı. Öyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın?" (Diy.Çev.,K.Yunus/ 10/99) Yine : "Ey Muhammed! Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır; onlarla en güzel şekilde tartış." (K.Nahl,16/125) Eğer şu iki ayete uyulsaydı : Allah, Muhammed, Kuran ve din adına bu kadar kan dökülmezdi, cinayet işlenmezdi...Ama bu ayetlere uymak işlerine gelmez. Çünkü ganimet gerek, yağma gerek, talan gerek.. Çapul gerek...(Bkz, K.2/272, 3/20, 13/40, 88/21,22,26, 109/1-6)
27 Ocak 2000, ATV 19.00 anahaberlerinde gördüm, Metris cezaevinde yatan şeriatçı militanlar tabanca kurşunları yapmışlar. Güvenlik güçleri kurşunların üzerinde Arapça yazılar görmüş. Bir bilene okutmuşlar. Her kurşunun üzerinde Arapça olarak : "Bu kurşunu siz atmadınız, Allah attı." Bu sözleri Kuran'daki şu ayete dayanarak yazmışlardır. Okuyalım: "Onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmamıştın fakat Allah atmıştı." (K.Enfal, 8/17) Bu ayet Bedir savaşında ok atarak savaşan müslümanlara okunmuştu.
İşte görüyorsunuz Kuran'ı amaçlarına alet ediyorlar. Abdurrahman Dilipak'ın da dediği gibi : "Kuran zalimlerin elinde her zaman bir cinayet aletine dönüşebilir." (Akit, 21.1.2000) Bunları açıklamaktan amacım: Kuran'ın zalimler elinde cinayet aletine dönüşmekte olduğunu belirtmektir. Kuran'ın bu zalimler elinde cinayet aletine dönüşmesi nasıl önlenecektir?...
Biliyorum, islam dünyasında bu tür yazılar yazmak , ÖLÜME DAVETİYE ÇIKARTMAKTIR. Ama ben sorumluluk duygum gereği gerçekleri açıklmayı görev bildim. Bu nedenle: 1960'tan bu yana hakkımda "Namazı kılınmaz, katli vaciptir" denmiştir. Bu fetvayı ülkücüye Notlar'ın yazarı Necdet Sevinç ile O'nun mürşidi Prof.Dr.Zekeriya Beyaz iyi bilir. Her ikisi de Derin Devlet'in iş birlikçisidir...
Her ikisi de bana yaşamı zehir etmiştir...Şunu da haber vereyim ki taa Almanyalardan faksla ölüm tehdidi almışımdır : Maide Suresi , 5/33: (Allah ve peygamberleriyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayaklarının kesilmesi ya da yerinden sürüklenmektir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette büyük azap vardır.) gereğince...Koğuşturma Ank.DGM'ce yapılmaktadır...İslam'da öldürme yokmuş ta bu tehdit bana niçin yapılmış? Kahramanmaraş, Çorum, Malatya katliamını kimler yapmıştır? Madımak otelini kimler yakmıştır? Deve kuşu gibi başımızı kuma gömmeyelim. Gerçeği görelim. Önlemini alalım, politikacılara, özellikle meclisteki politikacıların oyalama taktiklerine aldanmayalım. "YAŞANAN TEHLİKEYİ" görelim.
Ey İSLAMDA ÖLDÜRME YOKTUR diyenler hala ve hala İSLAMDA ÖLDÜRME YOKTUR diyebilecek misiniz? Oysa Hizbullahçılar, İBDA-C'ler, diğer irticai örgütler yukarıda belirttiğim ayet ve hadisler gereğince "İSLAMDA ÖLDÜRME VARDIR" DİYEREK ÖLDÜRMEYE DEVAM ETMEKTEDİRLER VE EDECEKLERDİR!... ŞERİAT DEVLETİNİ KURUNCA DA İLKİN SİZ "İSLAMDA ÖLDÜRME YOKTUR" DİYENLERİ ÖLDÜRECEKLERDİR.
2 Şubat 2000
Av. HAYRİ BALTA