Engizisyon


Sapkınları cezalandırma arzusu, daha sonra insanlığın en büyük korkularından biri haline gelen Engizisyon'un ortaya çıkmasına neden oldu. 1200' lerin başında yerel rahiplerin sapkınları belirleyip cezalandırma yetkileri vardı. Bu rahiplerin yetersiz olduğu belirlenince gezici papa temsilcileri, genelde Dominik rahipler, Roma'dan gelir ve gerekli temizliği yapardı.

Papa IV.Innocent 1252'de işkenceyi yasallaştırdı ve Engizisyon mahkemeleri terör mekanları oldu. Suçlanan "kafirler"yakalanıp hücrelere yerleştiriliyordu, ailelerini göremiyorlardı ve onları kimin ihbar ettiğini bile bilmiyorlardı. Eğer çabucak itiraf etmezlerse, tarif edilemez işkenceler başlıyordu. İsviçreli tarihçi Walter Nigg'in kayıtlarında şöyle yazıyor:  "Baş parmağı sıkarak işkence yapmaya yarayan alet şöyle kullanılırdı: Parmaklar mengenelere yerleştirilir ve kemikler kırılana, kan fışkırana kadar aletin vidaları sıkılırdı. Suçlu, demir işkence sandalyesine de oturtulabilirdi. Bu sandalyenin sivrileştirilmiş demir çivileri vardı. Çiviler korlaşana dek aşağıdan ısıtılır, sonra da kurban üzerine oturtulurdu. "Bot" denilen işkence aleti ise kaval kemiğini kırmak için kullanılırdı. Diğer bir popüler işkence yöntemi ise  kişiyi askı ya da tekerleğe bağlayıp, iki tarafından kol ve bacakları kırılıncaya kadar germekti. Bu arada bedenin üzerine taşlarla ağırlık yapılırdı. "İşkencecilerin çığlıklarla rahatsız olmaması için de kurbanın ağzı bezle kapatılırdı. Üç dört saat süren işkenceler çok yaygındı. Bu işlemler sırasında, işkence aletlerine devamlı "kutsal" su dökülürdü."

Kurbanın sadece bir sapkın olduğunu itiraf etmesi yetmez, aynı zamanda karısını, çocuklarını, arkadaşlarını da suçlaması gerekirdi. Daha sonra onlar da aynı işkencelerden geçirilirdi. Hemen itiraf edenler ötekilere göre daha hafif işkenceler görürlerdi. Tövbe eden kafirlere yaşam boyu hapis cezası verilir ve mallarına el konurdu. Ötekiler ise "auto-da-fe" (inancın göstergesi ) olarak bilinen bir törenle yakılırdı. 1231'de Papa'nın yayınladığı bir bildirge yakmayı standart ceza olarak kabul etti. Klisenin kutsallığını-en azından görüntüde-korumak için cezalar rahipler tarafından değil sivil görevliler tarafından infaz edilirdi.

Bazı engizisyoncular korkunç kararlar alıyordu. Rober le Bourge bir haftada 183 kişiyi yakılma direğine göndermişti. Bernand Gui 930 kişiyi mahkum etmiş, hepsinin mallarına el koymuş, 307 kişiyi hapsetmiş ve 42 kişiye de yakılma cezası vermişti. Marburg'lu Conrad ise her şüpheliyi masum olduğunu iddia etse bile yaktı. Ama kontu şeytani bir ayin yaparak dev bir yengece binmekle suçladığında sonu geldi. Kardinal konta yapılan suçlamanın asılsız olduğunu ilan etti ve Conrad ,muhtemelen kontun adamları tarafından öldürüldü.

Bazı engizisyoncular korkunç kararlar alıyordu. Rober le Bourge bir haftada  183 kişiyi yakılma direğine göndermişti. Bernand  Gui  930 kişiyi mahkum etmiş, hepsinin mallarına el koymuş, 307 kişiyi hapsetmiş ve 42 kişiye de yakılma cezası vermişti. Marburg'lu Conrad ise her şüpheliyi masum olduğunu iddia etse bile yaktı. Ama bir kontu şeytani bir ayin yaparak dev bir yengece binmekle suçladığında sonu geldi. Kardinal konta yapılan suçlamanın asılsız olduğunu ilan etti ve Conrad, muhtemelen kontun adanları tarafından öldürüldü.

Tarihsel olarak Engizisyon üç aşama kaydeder:  Ortaçağ'da  kafirlerin yok edilmesi,  1400'lerdeki İspanyol Engizisyonu ve Reform'dan sonra başlayan Roma Engizisyonu. İspanya'da binlerce Musavi devam eden Hıristiyan katliamlarından kurtulmak için Hıristiyan olmuştu.Aynı nedenle, bazılarıda Müslüman . Ama Hıristiyanlar onların el altından  gizlice  eski dinlerini devam ettirdiklerinden şüphe ediyordu. 1478'de Papa, Kral Ferdinand ve Kraliçe İzabella'ya  Engizisyonu'u  tekrar kurmaları için yetki verdi. Amaç da "gizli Musevileri"ve tabii ki Müslümanları avlamaktı. Dominik rahiplerinden Tomas de Torquemada engizisyon mahkemesinin başı tayin edildi ve adı dinsel dehşetin sembolü oldu. Binlerce kurban çığlıklar içinde işkence gördü ve sonunda 2 bin tanesi yakıldı.

1542'de Papa III. Paul'ün İtalya'daki Protestan etkilerin kökünü kazımak istemesiyle Roma Engizisyonu dönemi başladı. Papa III. Paul'ün yönetiminde bu engizisyon şiddetli terör rüzgarları estirdi. Ufak şüphelerde bile bir çok " sapkın " öldürüldü. Kurbanları arasında bilim insanı ve felsefeci Giordano Bruo da vardı. Galile'nin teorisini araştıran Bruno 1600'da Roma'da yakıldı.

Engizisyon yüzyıllarca birçok ülkeyi mahvetti. Portekiz'de "auto-da-fe" törenlerinde bir seferde 184 kişi canlı yakıldı. Toplam rakam 1500'ü geçti. Engizisyon İspanyollar tarafından Ameriken kolonilerini de getirdi. Amaç öz dinlerine dönen yerlileri cezalandırmaktı. Meksika'da 1500'lerde 879 "sapkın" davası görüldü.

Dehşet, modern çağlara kadar devam etti. İspanyol Engizisyonuna 1808'de Joseph Bonaparte tarafından son verildi. 1814'de  VII. Ferdinand tarafından tekrar canlandırıldı, 1820'de kapandı. 1823'de tekrar açıldı ve en sonunda 1834'te tarihe karıştı.
Kendisi Katolik olan Lord Acton, 1800'lerde şöyle yazmış:" Engizisyon'un prensibi cinayet işlemeye dayalıydı... Papalar sadece şık katiller  olmakla kalmadı, cinayeti de Hıristiyan kilisesinin temeli haline getirdiler."  

ÇAna Sayfa