Embryo / Kuran ve Galen 
( Bu sayfadaki yazı ve belgelerin yayımlanması  henüz tamamlanmamıştır. Embryo konusundaki ilk çalışmalar geçici olarak konmuştur. )


Birçok İslami, embryo hakkında ilk bilgilerin Kuran’da yazıldığını iddia eder. Kuran’da embryo konusunun geçtiği doğrudur, ancak embryo Kuran’da nekadar doğru anlatılmıştır ve bu konunun ilk olarak Kuran’da geçtiği ne kadar doğrudur, Kuran’ın yazılışından asırlar once yaşamış bilginlerin tarihteki eserlerine  baktığımız zaman görmek mümkündür.
Önce embryo ile ilgili Kuran ayetlerine bakalım.

3 Ali İmran / 6  Rahimlerde sizi dilediği gibi şekillendiren O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur. O mutlak güç ve hikmet sahibidir.

16 Nahl / 4. O, insanı bir damla sudan yarattı. Fakat bakarsın ki (insan) Rabbine apaçık bir hasım oluvermiştir.

22:5. Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir.

23 Müminun / 13  Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik.

23 Müminun / 14. Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.

32 Secde  
8.  Sonra onun zürryetini, dayanıksız bir suyun özünden üretmiştir.
9. Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!

39:6  Allah sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yarattı, sonra ondan da eşini yarattı. Sizin için hayvanlardan sekiz eş meydana getirdi. Sizi de annelerinizin karınlarında üç katlı karanlık içinde çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor. İşte bu yaratıcı, Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyken nasıl oluyor da (O'na kulluktan) çevriliyorsunuz?

35:11 Allah sizi (önce) topraktan, sonra meniden yarattı. Sonra sizi çiftler (erkek-dişi) kıldı. O'nun bilgisi olmadan hiç bir dişi ne gebe kalır ne de doğurur. Bir canlıya ömür verilmesi de, onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitaptadır. Şüphesiz bunlar, Allah'a kolaydır.

40:67 Sizi topraktan, sonra meniden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan) yaratan sonra bebek olarak çıkaran, sonra sizi güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlamanız -ki içinizden daha önce vefat edenler de vardır- ve belli bir vakte ulaşmanız için sizi yaşatan O'dur. Umulur ki düşünürsünüz.

53:45. Şurası muhakkak ki erkek ve dişiden ibaret olan iki çifti O yarattı.
46. (Rahime) atıldığı zaman nutfeden.

75:36. İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır!
37. O, (döl yatağına) akıtılan meninin içinden bir nutfe (sperm) değil miydi?
38. Sonra bu, alaka (aşılanmış yumurta) olmuş, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirmişti.
39. Ondan da iki eşi, yani erkek ve dişiyi var etmişti.
40. Peki (bunları yapan) Allah'ın, ölüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez mi?

76:2. Gerçek şu ki, biz insanı katışık bir nutfeden (erkek ve kadının dölünden) yarattık; onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık.

77:20. (Ey insanlar!) Biz sizi dayanıksız bir sudan yaratmadık mı?
21. İşte o suyu, sağlam bir yere yerleştirdik.
22. Belli bir süreye kadar.

80:19. Bir nutfeden (spermadan) yarattı da ona şekil verdi.

96 Alak / 2. O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.

Bütün bu ayetlerin  Kuran'da yazılışından asırlar önce, ünlü Yunan bilgini Galen, embryo üzerine çalışmalar yapmıştır. Ayrıca Aristo'nun o zamanlar Anatomy ve Embryo üzerinde yaptığı çalışma ve düşünceleri bilimsel düşünceyi gelecek 2000 yıl boyunca etkilemiştir. Konu ile ilgili olarak bakınız,  History of Medicine
Şimdi biraz Galen'in kim olduğuna bakalım..
M.S. 129 yılında Bergama’da doğduğu bilinmektedir. Yani Muhammed’in doğumundan 441 yıl once.
Babası, Iulius Nikon, bazı kaynaklarda matematikçi olarak geçmekle beraber, zengin bir mimar olarak bilinir. Babasının zengin olması dolayısı ile Galen iyi bir eğitim alma imkanını bulmuştur.
Galen 17 yaşlarında iken, babası Iulius Nikon rüyasında Eski Yunan’da Tıp Tanrısı olarak bilinen Asklepios’u görür. Asklepios, Iulius Nikon’a oğlunun tıp alanında büyük bir adam olacağını söyler.  Iulius Nikon, gördüğü rüyaya dayanarak oğlunu iyi bir eğitim alması için Bergama’da tıp alanında tanınmış isimlerden Satyros, Aiphikianos ve Stratonikos’un yanına verir. Galen daha sonra 149 yıllarında bugünkü İzmir’in yerinde kurulu bir şehir olan Smyrna’da Hippokrat’ın ardıllarından olan Quintus’un öğrencisi Pelops’un derslerini takip eder. Oradan’da, gene Quintus’un bir başka öğrencisi olan Numisianos’u derslerini takip etmek için Yunanistan’da Korinth’e geçer. Bu arada,  Numisianos’un Alexandria’ya gitmiş olduğunu öğrenir. Galen, Alaxandria’ya doğru yola çıkarsa da, Numisianos, Galen oraya gelmeden önce M.S. 151 yılında ölür.
Galen Alexandria’da Herakleianos ve Iulianos’un derslerine girer,bir yandan anatomi ve cerrahlık konularındaki bilgisini arttırırken, diğer bir yandan gezilere çıkarak tıpta kullanılan bitkileri araştırır.
M.S. 157 yılında Bergama’ya geri dönerek burada başarılı bir tıp doktoru olarak ünlenir. Bir süre Bergama’daki çalışmalarını sürdürdükten sonra, 162 yılında Roma’ya gider ve burada da kısa sürede tanınır. Kendi yazılarından bilindiği kadarı ile, kendisini çekemeyen rakiplerinin saldırısından korktuğu için, bazı kaynaklara göre de, veba salgınından korunmak için Bergama’ya geri döner ve burada çalışmalarını devam ettirir. Bu arada  Roma ve Bergama arasında bir kaç kez daha gider gelir ve en son olarak 169 yılında Roma İmparatorunun çağrısı üzerine tekrar Roma’ya gider ve 200 yılında ölünceye kadar orada kalır.  Bu süre zarfında bir çok kitap yazar, ancak kitaplarının bir çoğu maalesef 191 yılında bir yangında yanar. 

Galen’in en önemli çalışmalarından biri, kendisinden 400 sene öncesinden beri hava taşıdığına inanılan atardamarların hava değil, kan taşıdığını kanıtlamasıydı. Ancak, bu çalışmalarının yanında, böbreklerin ve idrar borularının nasıl çalıştıklarını denetlemiştir. Toplar damarlar ile atar damarlar arsındaki yapısal farklılıkları gözlemlemiştir. Omurilik üzerine çalışmalar yapmış, karaciğerin, kan yapımının  ve toplar damarların merkezi, kalp ve damar sistemindeki en önemli organ olduğunu yazmıştır.  

Muhammed, zamanında  bilimsel olabilecek nitelikteki  kulaktan dolma bilgileri  Kuran'a koyarak, sanki Allah'tan kendisine gelmiş bir bilgi gibi İslam'a mal etmeye çalışırken, kendisinden 400 yıl önce, Galen diğer bir çok konuda olduğu gibi embryo üzerine de çalışmalar yapmaktaydı. Aşağıda resimleri görülen  Galen'in zamanında vajina üzerine yaptığı çalışmalarda  kullandığı vaginal speculum'dur.. Diğer resim de bağırsak üzerine yapılan çalışmalarda kullanılan rectal speculum'dır. En altta görülen, cerrahi çalışmalarda kullanılan makaslardır. 


VAGINAL SPECULUM
Greek: dioptra
Latin: speculum magnum matricis
(Image is the property of
The Claude Moore Health Sciences Library, UVA)

One of the most spectacular, if fearsome looking, Roman medical instruments is the vaginal dilator or speculum (dioptra). It comprises a priapiscus with 2 (or sometimes 3 or 4) dovetailing valves which are opened and closed by a handle with a screw mechanism, an arrangement that was still to be found in the specula of 18th-century Europe. Soranus is the first author who makes mention of the speculum specially made for the vagina. Graeco-Roman writers on gynecology and obstetrics frequently recommend its use in the diagnosis and treatment of vaginal and uterine disorders, yet it is one of the rarest surviving medical instruments. Specula are large and readily recognizable and should not have suffered the same degree of destruction as thin instruments, such as probes, scalpels and needles. As a source of bronze, however, they may have been more subject to recycling than the smaller instruments.

RECTAL SPECULUM
Greek: hedrodiastoleus
(Image is the property of
The Claude Moore Health Sciences Library, UVA)

The earliest mention of the rectal speculum is to be found in the treatise on fistula by Hippocrates (iii.331): "...laying the patient on his back and examining the ulcerated part of the bowel by means of the rectal speculum..."
SURGICAL SCISSORS
Greek: psalis
Latin: forfex
(Image is the property of
The Claude Moore Health Sciences Library, UVA)

The surgical author Oribasius treats the cutting of hair as a regular medical procedure in a special chapter of his work. Celsus also frequently refers to cutting the hair as a therapeutic measure. Possibly the ancients found difficulty in putting an edge sufficiently smooth for surgical purposes on their shears. We have few references to the use of the shears for cutting tissues.
Galen'in diğer çalışma aletleri için bakınız, Galen 1

9. Yüzyılda, Arap bilginleri, Mutezile’nin devlet dini olarak kabul edildiği zamanlarda, Eski Yunan el yazmalarını Arapçaya çevirmişlerdir. Gene bu bilginlerden hekim Huneyn bin İshak, Galen’in 129 eserinin Yunanca ve Süryanice’den Arapça’ya çevrilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Daha sonra Arap hekimlerin bu çevirilere eklenen açıklamaları Latince’ye çevrilmiştir. Eski Yunan bilimini, bir ölçüde Avrupalı bilim adamlarına tanıtan bu çeviriler olmuştur. İslami zihniyetlerinin, Avrupa bilimi İslam’dan öğrendi dediği aslında budur.  Gerçekte Arap bilim adamları, Yunan biliminin Avrupa’ya gitmesinde sadece bir köprü vazifesi oluşturmuşlardır. Bu oluşum da, Arapların gerçek İslam’dan uzaklaştığı halife Harun ve Memun zamanında, Mutezile’nin devlet dini olarak kabul edildiği 8. ve 9. yüzyıllarda olmuştur.

İnsan Anatomisi üzerine bir çok çalışma yapan Galen, embryo konusunda da çalışmalar yapmış ve bu konu üzerindeki detaylı bulgularını Kuran’ı yazılışından asırlar önce, On The Natural Faculties adlı  eserinde  toplamıştı. Embryo konusunun dünyada  ilk olarak Kuran'da geçtiği iddiasından vazgeçemeyen şartlanmış İslami zihniyetlerin bir türlü kabul etmek istemedikleri bu çalışmaların Yunanca asılları ile verilen örnekleri  aşağıdadır.

Galen aşağıdaki yazısında, 3. Bölümde, embryo'nun ceninin dış zarı ile çevrilmesinden ve fotüs'ün rahimde olgunluğa erişmesinin birçok kadında  9 aylık bir dönemini açıklar. 

 

Galen'in bu bilimsel çalışmaları karşılığında, Muhammed'in embryo ile ilgili olarak duydukları kadarı ile Kuran'a koyabildiği ayetlerden biri de Tarık suresindeki ayetlerdir. 

86 Tarık 
5. İnsan neden yaratıldığına bir baksın!
6. Atılan bir sudan yaratıldı.
7. (O su) sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar.  

 

Galen'in hayatı ve çalışmaları hakkında ayrıca bakınız Galen 2 - Galen 3

ÇAna Sayfa